25
Kasım
2021
Üniversitemizde Zaman ve Mekân Bağlamında Yunus Emre İsimli Panel Düzenlendi

Üniversitemiz Batı Raman Yerleşkesi Rektörlük Konferans Salonunda 25 Kasım 2021 tarihinde “Zaman-Mekân Bağlamında Yunus Emre” isimli bir panel düzenlendi. Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dilek, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Doç. Dr. Mehmet Çevik ve Aksaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Alp Kayabaşı’nın konuşmacı olarak katıldığı söyleşiye Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rohat Cebe ile Prof. Dr. Necmettin Sezgin, dekanlar, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.



UNESCO anma ve kutlama yıl dönümleri kapsamında 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” ilan edilmesi sebebi ile düzenlenen program, Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencileri tarafından “Yunus Emre” müzik dinletisi sunulmasıyla başladı.



Rektör Demir: “Yunus Emre’nin Öğretileri Evrensel Olduğu İçin Kalıcı Olmuştur”
Programın açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, tarihimiz açısından büyük öneme sahip bir mutasavvıf olan Yunus Emre’nin aynı zamanda büyük öğretileri bulunan bir öğretmen olduğunu belirtti. Yunus Emre’nin çeşitli şehir ve ülkeleri gezerek öğretilerini halka anlattığını ve bu sayede toplumun bilgi dünyasını genişlettiğini ifade eden Rektör Demir, Yunus Emre’nin sadece ülkemizde değil küresel çapta bir öğretmen olduğunu kaydetti. Öğretilerinin evrenselliği sebebiyle dillerden dillere, nesillerden nesillere ulaşabildiğinin altını çizen Rektör Demir, böyle bir günde tüm dünyaya söyleyecek sözleri olan büyük mütefekkiri anmaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi.



Prof. Dr. İbrahim Dilek: “Kaos Dönemleri Halk İçin Zor Geçse de Aydın Üretimi Açısından Bereketli Dönemlerdir”
Geçmişten günümüze Yunus Emre’nin defalarca anlatıldığını ancak Yunus Emre hakkında farklı fikirler sunmak istediklerini belirten Prof. Dr. İbrahim Dilek, Yunus Emre’yi anlamak için günümüz şartlarında düşünmek gerektiğini ifade etti. Düşüncelerin bir coğrafyası olduğunu ve yaşanan coğrafyaya göre şekillendiğini söyleyen Dilek, insanların dünya hakkındaki görüşlerinin ekolojiden, kültürden ve felsefeden etkilendiğini bu sayede fikirler üreten düşünürlerin de fikirleriyle halkın düşünce sistemini etkilediğini dile getirdi. Ünlü düşünürlerin toplumda yaşanan kaos dönemlerinde ortaya çıktıklarının altını çizen Dilek, Yunus Emre’nin de 13. yüzyılda Moğolların istilası ile kaos döneminde olan Anadolu coğrafyasında yaşadığını ve bu şartların Yunus Emre’nin fikirlerinin gelişimine zemin hazırladığını söyledi. Yunus Emre’yi anlamanın ona günümüz bakış açısıyla yaklaşmakla mümkün olabileceğini belirten Dilek, düşünürleri anlayıp onları topluma iyi yansıtarak kültür dünyamızın genişleyeceğini de sözlerine ekledi.



Doç. Dr. Mehmet Çevik: “Yunus Emre’nin Muazzam Bir Söz Gücü Var”
Yunus Emre’yi zaman bağlamında ele alan Doç. Dr. Mehmet Çevik, zamanın ötesinde arayışta olunması gerektiğini, sadece yaşamış olduğu 13. yüzyıl ile sınırlı tutulmamasını çünkü fikirleriyle günümüze kadar zihinlerde yaşayabildiğini anlatarak sözlerine başladı. Yunus Emre’ye din ve tasavvuf açılarından bakılması gerektiğini ifade eden Çevik, bu sayede onun anlattıklarının daha iyi anlaşılıp fikirlerimizi şekillendirebileceğini söyledi. İnsanların Yunus Emre’nin “Kendini Bil” sözünün özünü anlayıp kendilerinin farkına varması gerektiğini dile getiren Çevik: “Kendimizi bilir ve düzeltirsek dünya güzelleşir, hepimiz bir Yunus Emre olamayız ancak onu anlamayı başarabilirsek Yunus Emre’nin ruhunu aramızda yaşatabiliriz.” dedi.



Doç. Dr. Onur Alp Kayabaşı: “Yunus Emre’nin Mekânı Şehirler Değil Gönüllerdir”
Mekân bağlamında Yunus Emre’yi anlatan Doç. Dr. Onur Alp Kayabaşı, mekânı içinde yaşanılan yer olarak tanımlarken Yunus Emre’nin içinde yaşadığı mekânın karmaşa içinde olduğunu ve bu karmaşanın onun düşüncelerine şekil verdiğini belirtti. Mekânın sadece fiziki bir yer olduğunu ancak Yunus Emre’nin mekânın ötesine çıkmış çok iyi bir söz ustası olduğunu dile getiren Kayabaşı, onun sözlerinin gönülden çıkıp gönüllere girdiğini kaydetti. Yunus Emre’nin doğduğu topraklar konusunda çeşitli rivayetler olduğunu ancak onu fiziksel mekânlara sığdırmanın yanlış olduğunu vurgulayan Kayabaşı, onun sığdırabileceği tek mekânın gönüller olduğunu söyledi. Yunus Emre’nin her anıldığında ve şiirleri okunduğunda o mekânda yeniden doğduğunun altını çizen Kayabaşı, onun mekânının tartışılmaması gerektiğini çünkü nerede anılırsa orada olduğunu sözlerine ekledi.
Panel, katılımcılardan gelen soruların konuşmacılar tarafından cevaplanmasının ardından sona erdi.