Batman Şehri Tarihçesi
Batman, medeniyetin beşiği kabul edilen ve Bereketli Hilal olarak da adlandırılan bölgenin ortasında yer almaktadır. Şehrin bulunduğu bölge tarihsel olarak da Mezopotamya, Suriye ve Anadolu kültürlerinin kesiştiği önemli bir kavşak olagelmiştir. İl genelinde çok sayıda tarihi anıt, buluntu ve ören yerinin olması bölgenin tarih boyunca önemli miktarda beşeri faaliyete ve önemli uygarlıkların varlığına sahne olduğunu göstermektedir (Kozbe, Güngör, 2020: 17). Batman’ın bulunduğu bölgenin tarihinde bilinen ilk hakimiyet MÖ 2000’li yıllarda Urartularla akraba bir topluluk olduğu kabul edilen Hurriler tarafından kurulmuştur. Sonrasında Mitaniler, Asurlar, İskitler, Medler, Lidyalılar, Persler, Makedonlar, Partlar, Armenia Krallığı, Roma, Sasani ve Bizans egemenliği bölgede hakim olmuştur. 639 yılında ise bölge İslam topraklarına katılmıştır. 1085’te ise Büyük Selçuklu akınları sonucunda bölgede Türk hakimiyeti başlamıştır (Gördegir, 2020).

Çaldıran savaşını takiben Osmanlı kontrolüne geçen Batman yöresi Diyarbakır eyaletine bağlı livalar olarak idare edilmiştir. XIX. Yüzyılın sonlarında vilayet sistemine geçilmesiyle birlikte Batman ve çevresi önce Diyarbakır vilayetine, sonrasında da Bitlis vilayetine bağlı Siirt sancağının sınırları içine alınmıştır (Nasıroğlu Aydın, 2020: 55-59).

Cumhuriyet döneminde ise petrol aramaları ve bölgeden geçen demiryolu hattı sayesinde bölge hızlı bir gelişim göstermeye başlamıştır. Bugünkü Batman’ın çekirdeğini oluşturduğu kabul edilen İluh köyü, 1937 yılında bucak, 1955 yılında belediye haline gelmiştir. Takip eden yıllarda göçlerle hızlı bir nüfus artışı ve kentleşme yaşanan bölge 1990 yılında il statüsünü kazanmıştır (Şiriner Önver, vd. 2020: 69-73).